Refah devleti düzeninde en önemli amaçlardan biri de tam istihdam ve fiyat istikrarının teminidir. 1930'lara kadar olan dönemde ekonominin sürekli tam istihdamda bulunduğu ön kabulü mevcuttu ve bu yüzden devletin ekonominin işleyişine müdahalesi işleyişin bozulması anlamını taşırdı. Ancak 1929 bunalımı ve bunu izleyen keynesyen poltikalarla birlikte tam istihdamın sağlanmasında devlet müdahalesi gereği ortaya çıkmıştır.
Sosyal Refahın sağlanmasında piyasa ekonomisinin yetersiz kalması ve etkin kaynak dağılımını sağlayamaması teoride ileri sürülen tezlerden uzaklaşmalara neden olmuştur ve kaynak tahsisinde, etkinliğin sağlanmasında kamu sektörünün varlığı inkar edilemez hale gelmiştir.
Refah Devletinin amaçları arasında öne çıkan ve önem atfedilen bir diğer unsur ekonomik büyüme ve kalkınmanın sağlanmasıdır. Ekonomik büyüme bir ekonomide zaman içinde mal ve hizmet üretimi miktarında meydana gelen "artış" olarak ifade edilebilir.
Refah Devleti keynesyen politikakar çerçevesinde ekonomik büyüme ve kalkınmanın sağlanması amacıyla sermaye yatırımlarını teşvik eder. Ekonomik faaliyetlerin tam istihdamı sağlayacak düzeyde gerçekleşmesi için gerekli şartları ve ortamı sağlamaya çalışır
Refah Devletinin en önemli karakteristiği olan müdahalecilik ekonomik kontroller yolu ile de ortaya çıkar. Burada devlet, üretim faktörlerinin piyasada oluşabilecek fiyatlarına müdahalede bulunur. Mal ve hizmet satışları fiyatları ve kontrolü, ücret kontrolü, kira kontrolü, faiz oranları kontrolü, döviz kuru kontrolü uygulamalar ekonomik kontroller politikasının başlıca araçlarını oluşturmaktadır. Sosyal politika açısından devlet özellikle ücret kontrolleri ile de "emek" kesiminin durumunu iyileştirmek için yine elindeki araçlarla müdahale edebilir. Tarihsel süreç içinde refah devletinin gelişiminde bu tür müdahaleler çok önemli yer tutar. Çünkü sanayileşme sürecinde emek istismarı sonucunda sosyal hareketler olmuş bu da refah devletinin ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır.
Refah Devleti uygulamalarının giderek yaygınlaşması ile birlikte, devletin ekonomik hayata müdahaleleri de artmış bu çerçevede devlet, özellikle büyük buhran sonrası, ekonomik ve sosyal amaçlarla devlete ait üretici birimler olarak kamu girişimlerini oluşturarak ekonomik hayatta bir girişimci olarak da yer almaya başlamıştır.
Yorumlar
Yorum Gönder